Eğitimin Finansmanı ve Dersaneler

Türkiye'de eğitimin finansmanı konulu bir çok araştırma yapılmış ve bu araştırmalar uygulama aşamasında ne derece etkili olmuştur tartışma konusudur. Eğitim giderlerinin büyük bir çoğunluğunu personel maaşları yani öğretmen maaşlarıdır. Eğitimin belli standartlara ulaşması için elbetteki belli bir maliyeti bulunmaktadır.

Konuyla ilgili araştırmalardan birisi de Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalında Yrd.Doç.Dr. Halil MUTİOĞLU danışmanlığında Vildan ÖZGEN'in Eğitim Hizmetlerinde Yerelleşme ve Hizmet Kalitesi isimli araştırma tezinde Eğitim Hizmetinin Finansmanı konusuna yer verilmiştir. Söz konusu araştırma tezinde eğitim finansmanının tanımı yapılmış ve şu bulgulara yer verilmiştir;

Eğitim finansmanı, eğitim için fon sağlama ve bu fonları etkin biçimde kullanma demektir. Her ülkede eğitim hizmeti, kamu ve özel kaynaklardan finanse edilir. Eğitim finansmanı, gelişmiş ülkelerde, aile ve firmalara, gelişmekte olan ülkelerde ise vergilere ve özel okulların teşvik edilmesine doğru yönelmektedir (Bircan, 1993: 39).
Günümüzde hemen hemen tüm dünyada eğitimin finansmanı için yeni kaynak arayışları, eğitim reformlarının en temel konularından birisidir. Heyneman (1993)’ e göre eğitimin finansmanında, (a) finansal çeşitlilik, (b) var olan kaynakların etkili kullanımı ve (c) maliyetlerin azaltılması olmak üzere üç temel strateji ile hareket edilir (Heyneman, 1993: 16-17). Finansal çeşitlilik için, özel okullar teşvik edilir, etkin kaynak kullanımı için eğitim örgütlerinde idari reformlar ve yönetimsel önlemler uygulanır, maliyetlerin azaltılması için ise, e-okul uygulamalarından yararlanılır.
Eğitimin finansmanı, eğitime yapılmış kamu ve özel harcamalarla ölçülür. Farklı eğitim hizmetleri düzeylerine yapılan kamu ve özel eitim harcamaları çeşitlilik gösterir. Bunlar ülkelerarası karşılaştırmaya da konu olabilir.
Eğitim hizmetlerinin finansmanında birim maliyetler son derece önemlidir. Birim maliyetlere göre, hizmet finanse edilir. Eğitimde birim maliyet, bir öğrencinin bir yıl boyunca okuluna olan maliyeti anlamına gelir. Bu, okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim ve mesleki eğitim alanlarında elbette ki farklı hesaplanmalıdır. Eğitim düzeyi arttıkça birim maliyetler de artmaktadır.
Eğitim, dünyada hâlâ işgücü yoğun bir aktivitedir. Fakat uzaktan eğitim yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla, internet ve bilgisayar çağının getirdiği yeniliklerle, bu durum değişme ve dolayısıyla eğitimin birim maliyetlerini düşürme eğilimindedir.
Eğitim hizmeti bir yarı kamusal mal ve hizmet olarak görüldüğünden, özel finansman yöntemleri kullanıldığı durumda bile, hizmetten yararlanandan, hizmetin birim maliyetinin tamamının tahsil edilmesi önerilmez. Bu yüzden eğitimde birim maliyetler konusu öncelikle hizmeti arz eden kurumlar açısından önemli görülür.
 Eğitim hizmetinin maliyetleri içinde en önemli unsur, öğretmen maaşlarıdır. Gerek devlette gerekse özel kurumlarda olsun, eğitim hizmetini planlayanlar, finansmanı kolaylaştırmak için maliyetleri kısarken, öncelikle bu harcama kalemine odaklanırlar. Öğretmen maaşları farklı şekillerde finanse edilir. Federal yapılı ülkelerde finansman konusunda yerel kurumlar da söz sahibidirler. Ama genel olarak dünyada kamu okullarında öğretmen maaşları merkezi yönetim bütçesinden karşılanır. Dolayısıyla öğretmen maaşlarında tasarruf gündeme geldiğinde kamu okulları için bunun uygulayıcısı merkezi yönetim olmaktadır. Özel okullar açısından ise öğretmen maaşlarında tasarruf konusu, bir işletmecilik konusudur. Özel eğitim kurumları bu konuda karar verirken daha az ölçüde dış baskılara maruz kalır, birim maliyetlerine göre karar verme imkânına daha fazla sahip olur. Bunun anlamı, özel öğretim kurumlarında eğitim finansmanı açısından daha doğru bir fiyatlama politikasının uygulama olanağının daha yüksek olduğudur. Fakat bu yargı, kamu kurumlarında bu anlamdaki fiyatlamanın her zaman yanlış olacağı biçiminde de algılanmamalıdır.
Dünyanın hemen hemen her yerinde öğretmenler, öğretmen maaşlarının belirlenmesine yönelik yerelleşme reformlarına daima karşı çıkagelmişlerdir. Doğru yöntemin ne olduğu bilimsel literatürde hala tartışmalıdır.


          Yukarıdaki araştırma tezinde de görüldüğü üzere eğitimi finanse etmek için çeşitli yöntemler ve bulgular üzerinde durulmuştur. Günümüzde dersanelerin kapatılıp kapatılmaması konusunda bir takım tartışmaların bu kapsamda değerlendirilmesi ve öngörüde bulunulması gerekmektedir. Özel okulların devlet eliyle desteklenmesinin yanında yasal altyapının sağlıklı yapılması eğitiminin verimliğini artırıcı yönde bir takım unsurları da beraberinde getirmektedir. Özellikle Amerika'da yaygın olan Charter okullarının incelenmesi özel sektörün eğitim kalitesini artırması bakımından bize fikir verecektir. Ancak Amerika'da Charter Okullarının devlet okulları ile karşılaştırma ve tartışmaları da hala devam etmektedir. Konuyla ilgili Charter okulları hakkında makalelere internetten ulaşabilirsiniz... Türkiye'de eğitimle ilgili karar verirken siyasal ve duygusal bir yaklaşımla adım atmanın sonuçlarının maliyeti, eğitimi sıfırdan planlamanın maliyetinden daha yüksek olabilir... Eğitimde planlama yapılırken birçok gelişmiş ülke teknolojik alt yapı sistemlerini göz önünde bulundurarak eğitim sitemlerinde reforma gitmektedirler. Örnek olarak Temmuz 2013 döneminde İngiltere'de ilköğretim müfredatında değişikliğe gitti ve bilgisayar yazılım ve algoritmaları konularını ulusal müfredatlarına dahil ettiler.
Türkiye olarak eğitimin yöntemi konusunda tartışmaları bırakıp (dersanelerin kapatılması, özel okullar v.s), eğitimin finansmanı ve niteliği konusunda tartışmalara odaklanmamız gerekmektedir...

0 yorum:

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı