Dershaneler Kapatılmalı mı Kapatılmamalı mı?

Şimdilerde gündemdeki sonucu merakla beklenen bir konu. Ancak kapatılıp kapatılmaması konusunda biz de ekip olarak değerlendirmemizi yapma ihtiyacı hissettik.
Dershaneler unutulmamalıdır ki eğitim sistemimizin açıkları ve aksaklıkları sonucu çıkmış kurumlardır. Ancak dershanelerin yıllarca eğitimlerine devam etmesi, dershanelere meşruiyet kazanmıştır.
Dershanelerin kapatılmamasının argümanlarından bir tanesi başarılı öğrenciler çıkıp OSYM ve Liselere Geçiş (SBS, OGS, Ortak Sınavlar v.s) Sınavlarında başarılı öğrenciler çıkarmalarıdır... Fakat dershaneler seçilmiş ve maddi durumu iyi öğrencilerle başarı sağlamaktadır. Maddi durumu kötü olup ta başarılı öğrenci yok mudur elbette vardır. Ancak bir kaç örnekle bunun doğru olduğuna inanmak güç... Genel istatistiğe bakıldığında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullardaki sınıf mevcutlarına göre ders başarısı yüksek öğrenciler genellikle dershaneleri tercih etmektedirler. Peki tercih etmeyenler... Önemli bir soru... Peki dershaneler ders başarısı düşük yüksek öğrenciler için çözüm mü ? Cevabımız elbetteki hayır! Sadece dershaneye gidebilen öğrenciler arasında OSYM ve Liselere giriş sınavlarında yarış vardır... Osym ve Liselere giriş sınavlarında bir çok öğrenci sıfır çekmedi mi ? Unuttuk mu bunları... Türkiye'nin uluslararası Öğrenci Değerlendirme programında (PİSA) sıralamada sonlarda değil miyiz? Peki dershaneler tarafından başarılı addedilip (reklam yapılarak) yüksek puan alıp, iyi üniversitelere öğrenci gönderenler var bunu biliyoruz. Biz de hemen şu soruyu sorma ihtiyacı hissettik. Peki gönderdiğiniz öğrencilerle hangi üniversite global çapta ses getirmiştir. Ayrıca üniversitelerin çıkartmış olduğu makale ve yayınların diğer gelişmekte ve gelişmiş ülkelerde çıkartılan yayın ve makalelerle kıyaslayarak görebilirsiniz. Ayrıca Türkiye'de üniversitelerde yapılan tezlerin nitelik ve nicelik bakımından yetersiz olduğu bize göre ayrı bir tartışma konusu...

 Dolayısıyla test çözme merkezi haline dönüşen dershanelerin yayıncılık sektörünü de etkilediği aşikar. Bu noktada dershanelerin kapatılması dershanelerde istihdam edilen öğretmenler kadar yayıncılık sektörünü de etkileyecektir.  Dershaneler Milli Eğitim Bakanlığı eğitim programlarının uygulanmasında destekleyici olabilir fakat genel durum itibariye sorunlara çözüm olması uzun vadede mümkün değildir ?

Kısaca dershaneler eğitimin alternatifi değil destekleyicisi olmalıdır... Devlet okullarımızın alt yapılarının tamamlanarak, sınıf mevcutları konusunda kalabalık sınıfların çözümü için tedbir alınmalıdır... Dershanelerde çalışan öğretmenlerin de sorunları konusunda bir takım yasal düzenlemeler yapılarak mağdur edilmemesi gerekmektedir. 

Şubatta 10000 Öğretmen Ataması


      Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Trabzon Öğretmenevinde yaptığı açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan şubatta 10000 öğretmen alınacağı, Ağustosta da yaklaşık 40000 öğretmenin alınacağı müjdesini verdi.
      Başbakan Erdoğan, Eğitimin alt yapısını güçlendirirken, 11 yılda 400000 öğretmenin atamasını yaparak, Cumhuriyet tarihinde bir rekor kırıldığını ifade etti.




8. Sınıf Ortak Sınav Uygulaması

Milli Eğitim Bakanlığından 8. Sınıf Ortak Sınavlarla ilgili basın açıklaması geldi. 

1.    Ortak Sınavlar, ülke genelinde olağanüstü haller ve özel durumlar dışında öğrencilerin öğrenim gördükleri okullarla, yurt dışında; KKTC ve Bakanlığımıza bağlı okulların bulunduğu, sınav yapılması uygun görülen merkezlerde Türkiye saatiyle 09.00, 10.10 ve 11.20’de başlayacak ve aynı anda yapılacaktır.

2.    Her bir ders için yapılacak sınav başladıktan sonra ilk 15 dakika içerisinde gelen öğrenciler sınava alınacaktır. Geç gelen öğrencilere ek süre verilmeyecektir.

3.    Her dersin sınavında ilk 20 dakika süresince öğrenciler sınıflarından çıkmayacak, ilk 20 dakika tamamlandıktan sonra sınavını tamamlayan öğrenci sınıftan çıkabilecektir.

4.    Her derse ait sınav süresinin tamamlanmasına 5 dakika kala, öğrenciler sınıftan çıkarılmayacaktır. Her ders sınavı tamamlanana kadar özel eğitim tedbiri olan öğrenciler hariç sınıfta en az iki öğrencinin kalmasına dikkat edilecektir.
Sınav Hazırlıkları

Sınav Uygulama Takvimi

Öğretmene En Saygılı Ülke Çin

Bir uluslararası araştırmaya göre kamuda öğretmene olan saygı durumu 21 ülkede karşılaştırmış. Öğretmen saygı konusunda zirvede Çin var. 
İngiltere'de Sussex Üniversitesi Profosör Peter Dolton tarafından derlenen küresel endekste İngiltere 10. sırada yer almaktadır. Çalışma her ülkeden 1000 yetişkin tarafından belirlenmiştir. Araştırmada statü, güven, maaş ve kariyer bakış acısı vurgulanmıştır. 
İngiltere'de her beş yetişkinden biri öğrencilerin öğretmene saygılı olduğunu düşünmektedir

  • Çin
  • Yunanistan
  • Türkiye
  • Güney Kore
  • Yeni Zelanda
  • Mısır
  • Singapur
  • Hollanda
  • Amerika Birleşik Devletleri
  • İngiltere
Sıralamada yüksek statü ve yüksek gelire sahip ülkelerin alt sıralarda yer aldı. Özellikle Almanya 16. Japonya 17. sırada yer aldı. Finlandiya 13. sırada yer almıştır
BBC'de News te yeralan araştırma haberinde yetişkinlerin öğretmene bakış acısı ifade edilmiştir. Bu bakış acısında kültürel farklılıkları da gözönünde bulundurmak gerekmektedir. Son zamanlarda öğretmene karşı duyulan saygının uygulama sahasın işin hiç te bu böyle olmadığını basında öğretmene uygulanan şiddet haberlerinden de biliyoruz... Öğretmene saygı konusunda kültürel bakış açımızı siyasi bir takım demeçlerle törpülememek gerekmektedir. Her populizm söyleminin öğretmene saygı konususunda daha ihtiyatlı olması,  öğrenci ve velilerimiz üzerinde öğretmene saygı konusunda kültürel bakış açımızı yansıtan olumlu bir hareket olacaktır...
Kaynak : http://www.bbc.co.uk/news/education-24381946


Eğitim Öğretimde Fare Yarışı

     Aile olarak, Anne karnından okul çağına kadar çevrede görünen dış uyarıcılarla çocuklarımızı eğitiyoruz. Okul çağına gelince çocuklarımızı eğitimden çok öğretime yönlendiriyoruz. Eğitimde ailede alınan olumlu bir takım davranışlar belki de sönmeye başlıyor. Burada asıl sorulması gereken eğitim mi, öğretim mi?
      Elbetteki eğitim... Öğretimin alt yapısını oluşturan sorumluluk, güven, sosyalleşme, karakter eğitimidir. Eğitimle ilgili bu argümanları gözardı etmek öğretimin farklı şekillenmesine sebep olmaktadır.
      Öğretim odaklı yaklaşım  çocuğumuzun geleceğinde ciddi sorunlara sebep olabilir. Bu noktada son günlerin tartışma konusu dersanelerde bu sorunlara katkı sağladığı söylenemez. Katkı sağlamış olsaydı Türkiye'nin PİSA sıralaması gerilerde olmazdı. Öğrencilerimizi elemek uğruna sınavlar yapıyoruz, uygun meslek için kabiliyetleri doğrultusunda yönlendirmiyoruz. Sadece ve sadece test yapıyoruz...
       Fare yarışına kapılan öğrencilerimizden bazıları geride kalmakta ve hayatta kendine yer edinemeyen çocuklarımız maalesef kötü yollara düşmektedir. Çünkü bu çocuklarımızı eğitmedik, sadece öğren öğren dedik... Öğretim yaptık... Karakter eğitimi konusunda eğitim sistemimizde bir çok eksikliklerin olduğu aşikardır... Dolayısıyla biz eğitim kavramını tekrar tanımlamamız ve müfredatlarımızı tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor... 

Eğitimin Finansmanı ve Dersaneler

Türkiye'de eğitimin finansmanı konulu bir çok araştırma yapılmış ve bu araştırmalar uygulama aşamasında ne derece etkili olmuştur tartışma konusudur. Eğitim giderlerinin büyük bir çoğunluğunu personel maaşları yani öğretmen maaşlarıdır. Eğitimin belli standartlara ulaşması için elbetteki belli bir maliyeti bulunmaktadır.

Konuyla ilgili araştırmalardan birisi de Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalında Yrd.Doç.Dr. Halil MUTİOĞLU danışmanlığında Vildan ÖZGEN'in Eğitim Hizmetlerinde Yerelleşme ve Hizmet Kalitesi isimli araştırma tezinde Eğitim Hizmetinin Finansmanı konusuna yer verilmiştir. Söz konusu araştırma tezinde eğitim finansmanının tanımı yapılmış ve şu bulgulara yer verilmiştir;

Eğitim finansmanı, eğitim için fon sağlama ve bu fonları etkin biçimde kullanma demektir. Her ülkede eğitim hizmeti, kamu ve özel kaynaklardan finanse edilir. Eğitim finansmanı, gelişmiş ülkelerde, aile ve firmalara, gelişmekte olan ülkelerde ise vergilere ve özel okulların teşvik edilmesine doğru yönelmektedir (Bircan, 1993: 39).
Günümüzde hemen hemen tüm dünyada eğitimin finansmanı için yeni kaynak arayışları, eğitim reformlarının en temel konularından birisidir. Heyneman (1993)’ e göre eğitimin finansmanında, (a) finansal çeşitlilik, (b) var olan kaynakların etkili kullanımı ve (c) maliyetlerin azaltılması olmak üzere üç temel strateji ile hareket edilir (Heyneman, 1993: 16-17). Finansal çeşitlilik için, özel okullar teşvik edilir, etkin kaynak kullanımı için eğitim örgütlerinde idari reformlar ve yönetimsel önlemler uygulanır, maliyetlerin azaltılması için ise, e-okul uygulamalarından yararlanılır.
Eğitimin finansmanı, eğitime yapılmış kamu ve özel harcamalarla ölçülür. Farklı eğitim hizmetleri düzeylerine yapılan kamu ve özel eitim harcamaları çeşitlilik gösterir. Bunlar ülkelerarası karşılaştırmaya da konu olabilir.
Eğitim hizmetlerinin finansmanında birim maliyetler son derece önemlidir. Birim maliyetlere göre, hizmet finanse edilir. Eğitimde birim maliyet, bir öğrencinin bir yıl boyunca okuluna olan maliyeti anlamına gelir. Bu, okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim ve mesleki eğitim alanlarında elbette ki farklı hesaplanmalıdır. Eğitim düzeyi arttıkça birim maliyetler de artmaktadır.
Eğitim, dünyada hâlâ işgücü yoğun bir aktivitedir. Fakat uzaktan eğitim yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla, internet ve bilgisayar çağının getirdiği yeniliklerle, bu durum değişme ve dolayısıyla eğitimin birim maliyetlerini düşürme eğilimindedir.
Eğitim hizmeti bir yarı kamusal mal ve hizmet olarak görüldüğünden, özel finansman yöntemleri kullanıldığı durumda bile, hizmetten yararlanandan, hizmetin birim maliyetinin tamamının tahsil edilmesi önerilmez. Bu yüzden eğitimde birim maliyetler konusu öncelikle hizmeti arz eden kurumlar açısından önemli görülür.
 Eğitim hizmetinin maliyetleri içinde en önemli unsur, öğretmen maaşlarıdır. Gerek devlette gerekse özel kurumlarda olsun, eğitim hizmetini planlayanlar, finansmanı kolaylaştırmak için maliyetleri kısarken, öncelikle bu harcama kalemine odaklanırlar. Öğretmen maaşları farklı şekillerde finanse edilir. Federal yapılı ülkelerde finansman konusunda yerel kurumlar da söz sahibidirler. Ama genel olarak dünyada kamu okullarında öğretmen maaşları merkezi yönetim bütçesinden karşılanır. Dolayısıyla öğretmen maaşlarında tasarruf gündeme geldiğinde kamu okulları için bunun uygulayıcısı merkezi yönetim olmaktadır. Özel okullar açısından ise öğretmen maaşlarında tasarruf konusu, bir işletmecilik konusudur. Özel eğitim kurumları bu konuda karar verirken daha az ölçüde dış baskılara maruz kalır, birim maliyetlerine göre karar verme imkânına daha fazla sahip olur. Bunun anlamı, özel öğretim kurumlarında eğitim finansmanı açısından daha doğru bir fiyatlama politikasının uygulama olanağının daha yüksek olduğudur. Fakat bu yargı, kamu kurumlarında bu anlamdaki fiyatlamanın her zaman yanlış olacağı biçiminde de algılanmamalıdır.
Dünyanın hemen hemen her yerinde öğretmenler, öğretmen maaşlarının belirlenmesine yönelik yerelleşme reformlarına daima karşı çıkagelmişlerdir. Doğru yöntemin ne olduğu bilimsel literatürde hala tartışmalıdır.


          Yukarıdaki araştırma tezinde de görüldüğü üzere eğitimi finanse etmek için çeşitli yöntemler ve bulgular üzerinde durulmuştur. Günümüzde dersanelerin kapatılıp kapatılmaması konusunda bir takım tartışmaların bu kapsamda değerlendirilmesi ve öngörüde bulunulması gerekmektedir. Özel okulların devlet eliyle desteklenmesinin yanında yasal altyapının sağlıklı yapılması eğitiminin verimliğini artırıcı yönde bir takım unsurları da beraberinde getirmektedir. Özellikle Amerika'da yaygın olan Charter okullarının incelenmesi özel sektörün eğitim kalitesini artırması bakımından bize fikir verecektir. Ancak Amerika'da Charter Okullarının devlet okulları ile karşılaştırma ve tartışmaları da hala devam etmektedir. Konuyla ilgili Charter okulları hakkında makalelere internetten ulaşabilirsiniz... Türkiye'de eğitimle ilgili karar verirken siyasal ve duygusal bir yaklaşımla adım atmanın sonuçlarının maliyeti, eğitimi sıfırdan planlamanın maliyetinden daha yüksek olabilir... Eğitimde planlama yapılırken birçok gelişmiş ülke teknolojik alt yapı sistemlerini göz önünde bulundurarak eğitim sitemlerinde reforma gitmektedirler. Örnek olarak Temmuz 2013 döneminde İngiltere'de ilköğretim müfredatında değişikliğe gitti ve bilgisayar yazılım ve algoritmaları konularını ulusal müfredatlarına dahil ettiler.
Türkiye olarak eğitimin yöntemi konusunda tartışmaları bırakıp (dersanelerin kapatılması, özel okullar v.s), eğitimin finansmanı ve niteliği konusunda tartışmalara odaklanmamız gerekmektedir...

24 Kasım Öğretmenler Günü


Öğretmenler Günü, her yaştaki insanları eğitmek için öğretmenlik mesleğini icra eden kimseleri şereflendirmek için çeşitli etkinlik ve organizasyonların düzenlendiği bir kutlama günüdür.

24 Kasım Öğretmenler Gününün Anlam ve Önemi


       Çocuk, her yaşta doğası gereği öğrenme çabası içerisinde büyür. Ailede başlayan eğitim süreci okul çağına gelindiğinde öğretmenlerin gayretleri ile devam eder. Okul çağına gelen her çocuk yine de yardıma muhtaç bir haldedir. Öğretmenler çocukların aileden uzak olarak bulunduğu okul zamanlarında onların en büyük yardımcısı durumundadırlar. Sadece okuma yazma öğretmekle görevli oldukları halde, yine de büyük bir özveriyle onların her türlü sorunları ile yakından ilgilenerek, okul içerisinde ikinci bir aile ortamının oluşmasını sağlarlar. Bu durum karşısında çocuk, sosyal hayata daha çabuk adapte olur ve toplum içerisinde yer edinme duygusuna daha çabuk adaptasyon sağlar.

         Bütün bu aşamalardan sonra öğretmenler, verdikleri kaliteli eğitimle, yetiştirdiği bireylerde vatan ve millet sevgisi, fazilet, fedakarlık, düzen, disiplin ve öz güven duygularının gelişmesini sağlayıp, başarının hangi aşamalardan sonra geleceğini öğretmiş olurlar.
Kalkınmanın temel şartı olan eğitim ve öğretimin kalitesi bir toplumun dünya üzerindeki yerini belirler.Toplumların gelişmişliği çocuklarına verdikleri önemle doğrudan orantılıdır. Dolayısıyla öğretmenli mesleğinin ne kadar önemli olduğunun farkına varabiliriz. Bir milletin çağdaş ülkeler seviyesine erişebilmesi eğitimin bilimsel yöntemlerle yapılması ile mümkündür. Kültür, sanat, bilim, teknoloji ve ekonomik alanlarda kalkınmış ve ilerlemiş olan milletler, eğitim ve öğretim sorunlarını çözmüş toplumlardır. Kurtuluş Savaşı sonrası Atatürk’e “İşte memleketi kurtardınız, şimdi ne yapmak istersiniz” diye sorulduğunda O, “Eğitim Bakanı olarak milli irfanı yükseltmeye çalışmak en büyük emelimdir” diyerek eğitim ve öğretimin büyük önemine dikkati çekmiş, ve bu alanda köklü değişikliklere imza atmıştır.
         Latin alfabesinin kabul edilmesinden sonra 24 Kasım 1928 tarihinde açılan Millet Mektepleri ile okuma yazma seferberliği başlatılmış, Atatürk bu çalışmalara Başöğretmen sıfatıyla katılmıştır. Millet Mektepleri’nin açılışı ve Atatürk’ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü, 1981 yılından beri “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır.
Öğretmen; insanları eğiten, doğru ve faydalı işleri öğreten, çocuk ve gençlerin kişilik olgusunun olumlu yönde gelişmesini sağlayan değerli kimsedir. Öğretmenlerimiz yüklenmiş oldukları bu görevlerini herzaman hakkıyla yerine getirmişler, Başöğretmen Atatürk’e ve milletimize layık olacak bir anlayış içerisinde hizmetlerine devam etmişlerdir.
Öğretmenler günü, öğretmenlerimiz ve öğrenciler arasındaki sevgi ve saygının doruk noktasına ulaştığı bir gündür. Bu özel güne anlam ve önemi açısından bakıldığında öğretmene gösterilen saygının aslında topluma verilen değerin bir göstergesi olduğu akıllardan çıkarılmamalıdır. Bu bakımdan öğretmenler günü, fedakar öğretmenlerimizin değerini bir kez daha düşünüp anlamamızı sağlayan önemli bir gündür.
        Artık öğretmenler gününün anlam ve önemini daha iyi kavrayarak onları yaşamlarının her anında yalnız bırakmamalı, arayıp sormalı ve en azından bu güzel duyguları onlara yaşatmalıyız.

Müzik Egitiminde Neredeyiz...

      Müzik eğitiminde ilkokulda, ortaokulda, lisede hepimiz müzik dersi ile ilgili olarak hayal meyal bir kaç anı hatırlarız... Ancak müzik eğitiminde sadece üflemeli yani blok flütle eğitim yaparak notaların karakteristik özelliklerini öğrencilere öğretmeye çalışıyoruz... Tabii ki blok flüt ve benzeri piyasada satılan düdükvari enstrümanların öğrencilerin ritim duygusunu ne kadar geliştirdiği konusunda herhangi bir araştırma, tez veya dişe dokunur bir makale de bulamadık...


        Müzik eğitiminde icra edilen müziğin türüne göre de geçerli bir enstrümanın kullanılması gerekir... Eğitim kurumlarındaki müzik alt yapısının yetersiz olmasının yanı sıra müfredatının da sorgulanması gereken konulardan birisidir. Özellikle Dünya genellikle evrensel geçerliliğe sahip, kültürler arası anlaşılabilirliği olan klasik müzik ve tarihimizin köklerinden gelen Türk Musikisinin müzik eğitimimizde arka planda olduğu aşikardır...         
        Toplumun geneline müzik eğitiminin yaygın itibarsız duruşu müzik eğitimimizin ne derece sorgulanması konusunda da bize ipucu vermektedir. Dünyada yerel ve küresel bir çok enstrüman olduğu halde, müzik eğitimlerinde söz konusu birçok enstrüman bizim için ders kitapları arasında bir resimden ibaret... Peki müzik eğitiminin istenilen bir düzeye gelmesi için yapılması gerekenler nedir ?

1. Müfredat hazırlarken sadece konu başlıklarını belirleyip plan hazırlamanın yanında müzik uygulamalarının ve müzik alt yapılarının toplumun geneline hitap edecek biçimde düzenlenmesi;
2. Müzikle ilgili müfredat ve program hazırlanırken akademik çalışmalardaki (makale, tez, proje v.s) önerileri göz önünde bulundurarak pedagojik yaklaşımla öğrencilerin düzeyine uygun olmalıdır;
3. Müzik eğitimi ile ilgili toplumda müzik faaliyetlerine ve eğitimlerine ulaşmaları için müzik eğitim merkezleri kurulması müziğin evrenselliği ve farkındalığı konusunda ilk etapta önemli bir adım olacaktır.
4. Öğrencilere müzik eğitimi verilirken yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmesi verimliliği artıracaktır.
5. En önemlisi yetenek gerektiren ve müziğin icrasının sübjektif temellere dayandığını varsayarsak notla değerlendirme yapmak sağlıklı bir eğitim olmayacaktır. Burada önemli olan müzik eğitiminde amaç eserin nasıl icra edildiğinin ötesinde haz veren iyi bir eser olması yönünde olmalıdır.
        Müzik eğitimi konusunda üniversite çevrelerinde bir çok akademik çalışması bulunan hocalar bulunmaktadır. Aslında biz bu hocaların kıymetini bilmiyoruz... Dolayısıyla müzik eğitimi konusundaki nitelikli eğitimi özel sektörle kapatmaya devam edeceğiz...

Istanbul Depremi Yakın mı ?

Son zamanlarda İstanbul depremi ile açıklamalar yapılmaktadır. Marmara denizini tabanının yükseldiği ve fay kollarında gerilimin arttığı yönünde açıklamalar birbiri ardına gelmeye başladı. Peki ne kadar gerçek... Tabii deprem gelmeden bilemeyeceğiz ancak biz depreme ne kadar hazırız sorusunun cevabını vermemiz gerekir... Ancak hemen akla konut sigortası gibi konular gündeme geliyor... Bu tür tartışmaların olası depremdeki can kaybı konusunda oluşabilecek ihtimallerin önüne geçmemelidir. Deprem konusunda eğitimlerin sistemli bir şekilde yapılması ve hatta okullarda deprem dersi adı altında eğitimlerin açıkça yürütülmesi gerekir... Müfredat içinde ilkyardım metotları, arama kurtarma eğitimleri, bina yapıları ve depremden korunma yolları teorik ve uygulamalı olarak eğitimler verilmelidir.

Okul Gezisi Yapılacak Yerler-Deniz Müzesi

Türkiye'nin denizcilik alanında en büyük müzesi olan Deniz Müzesi içerdiği koleksiyon çeşitliği açısından dünyanın sayılı müzelerinden biridir...
Koleksiyonunda yaklaşık 20.000 eser bulunmaktadır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı olan Deniz Müzesi, Türkiye'de kurulan ilk askeri müzedir. Ana sergi binası 3 katlı olup, 20.000 m2 lik alana sahiptir.

İletişim Bilgileri :

Tel : 0 212 327 43 45  Faks:  0 212 236 68 93
muze.İstanbul.iletişim@dzkk.tsk.tr








 

Okul Gezisi Yapılacak Yerler

1. Havacılık Müzesi

Türk Hava Kuvvetleri, 1 Haziran 1911 de Harbiye Nazırı (Milli Savunma Bakanı) Mahmut Şevket Paşa’nın emriyle Yarbay Süreyya (İLMEN) Bey başkanlığında “Havacılık Komisyonu” adı altında kurulmuştur.
 
İlk motorlu uçağın 1903 yılında uçuşundan dokuz yıl gibi kısa bir süre sonra 1912’de Türk Askeri Havacılığı Dünya havacılığında ki yerini almıştır.

Temmuz 1911’de Süvari Yüzbaşı Fesa (EVRENSEV) ve İstihkâm Teğmen Yusuf Kenan Bey’ler Fransa’daki Bleriot uçuş okuluna gönderilmiş ve 1912 Şubat ayında eğitimlerini tamamlayarak yurda dönen Yüzbaşı  Fesa ve Teğmen Yusuf Kenan Bey Türk ordusunun ilk pilotları olmuştur.

Hava Kuvvetleri Müzesi, Atatürk Hava Limanının güneyinde, Florya sahil yolu üzerinde, Banliyö Tren İstasyonunun karşısındadır.


       1912 yılında Fransa’dan satın alınan biri iki kişilik diğeri bir kişilik iki adet Deperdussin uçağı ilk Türk uçakları olmuştur.


       İstanbul Yeşilköy’de uçak hangarları ve uçuş alanları yapılarak havacılığın ilk adımları atılmıştır.

1918 yıllarında Yeşilköy Tayyare İstasyonu, Türk Ordusunun askeri hava eğitim ve öğretim merkezi durumuna gelmiştir.
       Bunun yanında Tayyare İstasyonu 1912 yılından itibaren ganimet uçaklar dahil çeşitli ülkelere ait uçaklarla çoğu Almanya yapımı uçuştan kaldırılmış uçaklardan oluşan depolara sahip olmuştur. Belki de bu kadar fazla uçak, bir hava müzesi kurulması fikrine neden olmuştur.

      1918’de Hava Kuvvetleri Müfettişliği hava müzesi kurma kararı almış ve düşmandan ele geçirilen uçakların enkazları toplatılmıştır.
      Ancak hangarlarda ve depolarda korunan bu uçakların Kartal-Maltepe’ye taşınırken büyük ölçüde hasar görmüş olması ve Kurtuluş Savaşı’ndaki uçak kırımları hava müzesinin kurulmasını geciktirmiştir.

      23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla kurulan yeni Türk devleti, ilk iş olarak düzenli ve disiplinli orduların kurulmasını esas kabul edip, bu amacı gerçekleştirme çalışmalarına giriştiği sıralarda, Türk Ordusu’nda havacılığı da geliştirmeyi kararlaştırmıştır.
       Mustafa Kemal Atatürk Dünya havacılığındaki gelişmeleri dikkatle izlemiş, büyük bir öngörü ile gelecekte ülke savunmalarında havacılığın önemini anlatmıştır. “İstikbal Göklerdedir” sözüyle de havacılığın önemini vurgulamıştır.
     Türk sivil havacılığına öncülük eden Türk Hava Kurumu’nun kuruluşuna teşvik etmiştir. Bu destekler sonrasında Kayseri’de Tayyare Fabrikası kurulmuş ve çeşitli tiplerde iki yüze yakın uçak üretilmiştir.
     1960’lı yıllarda hava müzesi kurulması fikri yeniden gündeme gelmiştir. 1963 yılında yayımlanan bir emir ile birliklerdeki mevcut uçaklardan birer adedinin korunması istenmiş ve 1966 yılında “Hava Müzesi Teşkilatı” kurulmuştur.
    Hızlandırılan hava müzesi kurma çalışmaları sonucu 15 Mayıs 1971’de İzmir-Cumaovası’nda Hava Müzesi’nin açılışı gerçekleştirilmiştir. Hava Müzesi ziyaretçilerden büyük ilgi görmesine rağmen ulaşım zorlukları nedeniyle müzeye gösterilen ilgi azalmıştır. 1978 yılına kadar faaliyetlerine İzmir-Cumaovası’nda devam eden Hava Müzesi’ne yeni bir mekân arayışına başlanmıştır.
    Hava Müzesi’ne yer arayışları sonucunda müzeler şehri olan aynı zamanda Türk havacılığının doğduğu yer olan İstanbul-Yeşilköy’e taşınması kararlaştırılmıştır. 1974 yılında inşaat çalışmalarına başlanan Hava Müzesi binası 1983 yılında tamamlanmıştır.

Hava Müzesi’nin ismi 2005 tarihinde Hava Kuvvetleri Müzesi olarak değiştirilmiştir.

    Modern müzecilik anlayışıyla yeniden yapılandırılan Hava Müzesi; 16 Ekim 1985’te dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil SÖZER tarafından hizmete açılmıştır.

    Yeşilköy Hava Kuvvetleri Müzesi Komutanlığı’nın vazifesi; Çağdaş müzecilik anlayışı ile Türk ve Dünya havacılığını tarihi gelişimi içinde anlatarak havacılık tarihine ışık tutacak her türlü eseri korumak, sergilemek, havacılığı ve Hava Kuvvetlerini tanıtan bilim ve teknoloji müzesi olmaktır.             
      Yeşilköy Hava Kuvvetleri Müzesi Komutanlığı’nın hedefi; Yeşilköy Hava Kuvvetleri Müzesi, konusu olan havacılık ve uzay alanındaki gelişmeleri takip eden ve uygulayan, sürekli gelişen, yaşayan, tam donanımlı örnek bir müze, Türkiye’nin ilk ve en büyük hava müzesi olarak dünyanın en iyi, en büyük havacılık ve uzay müzeleri arasında olma hedefini gerçekleştirmektir.
     Hava Kuvvetleri Müzesi’nin diğer bir önemi de, teknoloji müzesi olmasından ileri gelmektedir. Bu nedenle eğitim kurumları için bir laboratuvar niteliğindedir ve sürekli gelişmeye açıktır. Böylece genç nesle havacılığı sevdirecek ve havacılığa yönlendirecektir.
    Müzenin diğer bir hedefi ise, koleksiyonlarının geliştirilmesi için havacılıkla ilgili olan kişilerle bağlantı kurarak müze koleksiyonuna eser kazandırma çalışmalarıdır.
    Teknoloji müzesi olmasından dolayı eğitim kurumları için laboratuvar niteliğinde olan müze, ziyarete gelen okullara Hava Kuvvetleri Müzesi Komutanlığı’nda ücretsiz hizmet vermektedir.
     Böylece havacılığı sevdirmek ve yeni nesillere tanıtmak olan en büyük hedeflerinden birini yerine getirmektedir.

Okul Gezisi İçin Randevu İrtibat :
 RANDEVU TELEFONU  :
+90 212 663 24 90  /  2268


Gezi yapılmadan önce belirtilen telefonla irtibata geçilerek gezi tarihi tespit edilir.  Gezi tarihinde belirlendikten sonra Hava Kuvvetleri Müzesi Komutanlığına verilmek/ulaştırılmak üzere okul müdürlüğünce hazırlanan dilekçede; Okul adı, öğretmen ve öğrenci sayısı, gezinin yapılacağı gün ve saat belirtilmelidir.
NOT: Dilekçe; geziye gelindiğinde müze yetkililerine elden de teslim edilebilir.
 
 

Çocugunuzda Asperger Sendromu Olabilir mi ?

Asperger Sendromu olan her çocuk aynı değildir. Asperger sendromu olan iki çocuk arasında farklılıklar vardır. Bu çerçevede bu farklılıklar arasında zor ve yanlış tanılar endişe vericidir. Dolayısıyla çocuklarımızla ilgili erken tanılar için anne asperger sendromu hakkında bilgi sahibi olmalıdır.

Ancak gerçek teşhis tamamen doktor tarafından verilebilir.

Burada anne ve babalar şu 5 soruyu kendisine sormalıdır...

1.  Çocuğum diğer çocuklarla nasıl oynuyor.

Doktorlara göre gelişimsel bozukluğu olan çocuklar için sorulması gereken temel bir soru olduğunu söylüyorlar. Asperger sendromlu çocuklarla oyun zordur. Özel yaratıcı düşünce onlara doğal gelmez. Çocuk bir çok film, kitap, tv programları yada günlük konuşmalarda geçen sesleri ve kelimeleri sık sık taklit yapar. Bir çok anne ve baba için çocuğundan bu tür diyalog ve konuşmalarında duyduğu memnuniyet aslında bir yanılgıdır.
Anne babalar oyun oynayan çocukların oyuncaklarını kontrol etmeliler. Evde oyuncağı ile iyi oynuyor diyerek diğer arkadaşları ile de iyi oynuyormuş yanılgısı içerisinde olmamak gereklidir. Farklı ortamlarda oynamalarına olanak verin ve hareketlerini gözlemleyin. Asperger sendromu kişiler değişime kapalıdır. Taklitçi ve gelenekçidir. Dolayısıyla asperger sendromu çocuk oyuncağını değiştirmek istemeyecektir. Yada yeni oyuncağını kabul etmesi zaman alacaktır. Eskilerden kalma oyuncaklar zihninde iz bıraktığı için daha sonra bu oyuncakları bulduklarında hemen hatırlar ve heyecanlanırlar. Tabii ki asperger sendromu farklı özelliklere sahip hastalıktır. Dolayısıyla tekbir nedene bağlayarak endişelenmeyin.
 

2. Çocuğumda nasıl bir konuşma var.

Sözlü konuşma bir diğer göstergedir. Asperger çocuklar akranları ile tek taraflı konuşma eğilimindedirler. Konuşma ya sadece asperger sendromlu çocuk tarafından idare edilecek ya da sonlandırılacaktır. Küçük tartışmalar asperger çocuklar için yabancı bir kavramdır.
 

 3. Çocuğum akademik açıdan kabiliyetli görünüyor mu ?

Asperger çocukların ebeveynleri genellikle başka bir şey olabileceğini fark etmeden yetenekli ve parlak bir zekaya sahip olduğunu düşünür.
Asperger çocukların bir diğer özelliği ilgi belirli bir alana yönelmiştir. Kendi ilgi alanı getirildiğinde sadece yetişkinlerle konuşma eğilimindedir. Bu çocuklar soyut olamayan fen ve matematik alanlarında yüksek IQ ve hesaplama gücüne sahip olurlar. Asperger çocuklar büyük belleğe ve hiper odaklı olduğu için okulda kolaylıkla fark edilirler.
 

4. Çocuğum kaybetmeye toleranslı mı ?

Bir diğer önemli konu çocuğunuz kaybetmeyi kabullenebiliyor mu yada toleranslı mı ?
Bir çok kişi otistik hastaları şiddet ve öfke nöbetleri ile ilişkilendirir fakat asperger hastaları günlük hayatta tatlı, sevgi dolu çocuklar olma eğilimindedir. Onların öfke nöbetleri bazı değişimleri de meydana getirir. Birisi, bir oyunu kurallarına göre oynamıyor ya da kimse kendi ilgi duyduğu konu hakkında aynı fikirde olmadığında asperger sendromlu çocukta ciddi bir öfke patlaması meydana gelebilir.
Bir sinir krizi önlemek için, birçok ebeveyn çocuklarının kurallarına göre oynayacaktır. Ancak bu gerçek hayatta pek yardımcı olmuyor. Asperger çocuklar başkalarını aşırı eleştirel olma eğilimindedir ve onları değişime karşı toleranslı olmaları konusunda eğiterek yardımcı olunmalıdır. Yoksa yetişkinlik döneminde de alışkanlıklarını sürekli hale getirir.
 

5. Çocuğumla göz teması kurabilir miyim ?

Konuşurken göz teması otizm ve asperger için erken uyarı sistemidir diyebiliriz. Eğer bir bebeğin gözlerinin içine bakarsanız gözleriyle sizi takip eder. Yani sosyal etkileşimle sosyal bir dans yapmış olursunuz.
 
Ancak asperger çocuklar için göz teması fikri doğal değildir. Bir konuşma sırasında ufak gülümseme ve ya selamlama bile iletişimde öğrenilmesi gereken uzun bir süreçtir.
 
 

Merkezi Sistem Ortak Sınavlar Hakkında 8. sınıf

     8. sınıflarda uygulanan merkezi sistem ortak sınavlarda velilerin ve öğrencilerin dikkat etmesi bazı noktalar var... Bunlardan en önemlisi tabii ki Milli Eğitim Bakanlığının yayınladığı ortak sınav yapılan derslerin kazanım çalışma takvimi... Öğrenciler yayınlanan kazanımlara göre hazırlanmalıdır. Birinci ve ikinci dönem yapılacak olan bu ortak sınavlarda alınacak notlar öğrencilerin yıl sonunda liselere giriş için önemli bir argüman olacaktır...

       Konular çok dikkatli bir şekilde takip edilmesi ve okula devamsızlık yapılmaması gerekir... Ortak sınavların önemi konusunda okul müdürlükleri velileri bilgilendirmesi ayrı bir önem taşımaktadır.
   
      Velilerin konularla ilgili olarak ders öğretmenleri ile sürekli iletişim halinde olmaları çocuklarımızın sınavlarda başarılı olmaları için farkındalık oluşturacaktır... Sınavların nasıl uygulanacağı konusunda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da bilgilendirmeler yapıldı...
      Biz de öğrenci ve velilerimizi bilgilendirme ihtiyacı hissettik...

Sıkça Sorulan Sorular

8. Sınıf Türkçe Dersi Konuları Kazanım Çalışma Takvimi
8. Sınıf Matematik Dersi Konuları Kazanım Çalışma Takvimi
8. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi Konuları Kazanım Çalışma Takvimi
8. Sınıf Din Kültürü ve Ahl. Bil. Dersi Konuları Kazanım Çalışma Takvimi
8. Sınıf Türkçe İngilizce Konuları Kazanım Çalışma Takvimi
8. Sınıf Türkçe TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi Konuları Kazanım Çalışma Takvimi
8. Sınıf Türkçe Fransızca Konuları Kazanım Çalışma Takvimi
8. Sınıf Türkçe Almanca Konuları Kazanım Çalışma Takvimi


Istanbul Okul Müdür Müdür Yardımcısı Sonuçları 2013

İstanbul Sınava Dayalı Eğitim Kurumu Müdür Müdür Yardımcılığı atama sonuçları açıklandı. Sonuçlara göre 320 müdür, ve 668 müdür yardımcısının atamaları gerçekleşmiş oldu.

Atama Sonuçları için Tıklayınız...


 İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü İnsan Kaynakları Bölümü :

Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumu Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği doğrultusunda gerçekleştirilen 2013/1 Sınava Dayalı Müdür ve Müdür Yardımcısı Atamalarına ilişkin Sonuç Listesidir.
Başvurular ve atamalar Bakanlığımız MEBBİS Sistemi Başvuru işlemleri Atama Modülü üzerinden gerçekleştirilmiştir. Müdürlük yönetim kademesine atanmak üzere başvuruda bulunan 562 adaydan 320 adayın ataması, müdür yardımcılığı yönetim kademesine atanmak üzere başvuruda bulunan 752 adaydan 668 adayın ataması puan üstünlüğüne göre tercihleri doğrultusunda elektronik ortamda MEBBİS sistemi üzerinden gerçekleştirilmiştir.Adayların başvurularında Yönetmeliğin 5/c maddesindeki “Atanmak üzere başvurulacak eğitim kurumuna alanı itibariyle öğretmen olarak atanabilmek veya bu eğitim kurumunda aylık karşılığı okutabileceği ders bulunmak; fen ve sosyal bilimler liseleri ile bilim ve sanat merkezleri yöneticiliği için bu okullarda öğretmenlik yapmış veya yapmakta olmak,” hükmü ve 12/4 maddesindeki “ Yatılı kız öğrencisi bulunan eğitim kurumları ile öğrencilerinin tamamı kız olan eğitim kurumlarının müdür yardımcılarından en az biri öncelikli olarak kadın adaylar arasından atanır.” hükmüne göre işlem yapılmıştır.
Eğitim kurumları müdürlük ve müdür yardımcılığı atamasına başvuru hakkı bulunan ve her iki yönetim kademesine de ataması gerçekleşen adaylar, atamalarından birini iptal istemini içeren dilekçelerini 08/11/2013 saat 16:30’a kadar İl Milli Eğitim Müdürlüğü İnsan Kaynakları Bölümüne ulaştıracaklardır.
Ataması gerçekleşen eğitim kurumu müdürü ve müdür yardımcılarına yeni görevlerinde başarılar dileriz. 

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü İnsan Kaynakları Bölümü 






Açık Ögretim Lisesi Sınav Tarihleri Değişti

 Açık Öğretim Lisesi Sınav Tarihleri Değişti

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretime Geçiş Sistemi (SBS)  ve sınav takviminde değişiklik olması nedeniyle Açık Öğretim Lisesi  sınav takvimi de değiştirilmiştir 

Öğretim Lisesi Yeni Sınav Tarihleri

I. Dönem Sınavları

04-05 Ocak 2014

II. Dönem Sınavları

31 Mayıs - 1 Haziran 2014 

III. Dönem Sınavları

23-24 Ağustos 2014


Açık Lise

Atanamayan ve atama bekleyen öğretmen adayları

         Günümüzün en büyük sorunlarından bir tanesi ataması yapılmayan öğretmenlerin sorunları... Bu sorun aslında o kadar büyük ki siyasiler sanki hiç bir şey olmamış gibi davranıyorlar. Sorunun çözümü ile ilgili neler yapılmaktadır. Üniversitelerden mezun adayların planlaması koordinasyonu yapılmış mıdır... Hali hazırda  şu an öğrenim gören öğretmen adayların sayısı kaçtır ve mezun olduklarında ne gibi tedbirlerin alınacağı merak konusu... NTV nin haberinde Aydın'da Beden Eğitimi öğretmen adayı intihar etti. Haberi görünce çok üzüldük... Daha kaç intiharı bekliyorsunuz. Peki bu durumdan dolayı psikolojisi bozulan diğer öğretmen adayları... Bu ülkede sadece başörtüsü sorunu yok... Bakın insan istihdamı gibi devasa bir sorun var...

Hadi görelim siyasileri de açıklama yapsınlar...

------------------------------------- ayken.org --------------------------------------

Meb Şube Müdürlüğü Sınavı Duyurusu-2013

2013 MEB Şube Müdürlüğü İçin Görevde Yükselme Sınavı Duyurusu yayınlandı.

Milli Eğitim Bakanlığının İnternet Sitesinde ;
“Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik” hükümleri doğrultusunda taşra teşkilatı il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri 1709 şube müdürü kadrosuna sınavla atama yapılacaktır.
denilmiştir.

Yayınlanan sınav duyurusunda ;

 Meb Şube müdürlüğü için görevde yükselme sınavı, yazılı ve sözlü sınav olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilecektir. Yazılı sınav Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından gerçekleştirilecek olup, 29 Aralık 2013 tarihinde yapılacaktır. Sınav sürecine ilişkin açıklamalar Milli Eğitim Bakanlığı (www.meb.gov.tr) internet adresinde ilân edilecektir.

A- YAZILI SINAV BAŞVURU ŞARTLARI

1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 68’inci maddesinin (B) bendinde belirtilen şartları taşımak.
2. En az fakülte veya dört yıllık yüksekokul mezunu olmak (18/4/1999 tarihinde görevde bulunan ve aynı tarih itibarıyla iki yıllık veya üç yıllık yükseköğrenim mezunu olanlar, diğer şartlara sahip oldukları takdirde dört yıllık yükseköğrenim mezunu olanlara tanınmış haklardan yararlanırlar.)
3. Talim ve Terbiye Kurulu uzmanı, eğitim uzmanı, uzman, raportör, sivil savunma uzmanı veya sayman kadrolarında iki; okul müdürü görevinde iki; müdür başyardımcısı veya müdür yardımcısı görevlerinde ayrı ayrı veya toplamda üç; şef kadrosunda dört veya öğretmen kadrosunda beş ya da bu kadrolarda toplam dört yıldan az olmamak üzere asaleten görev yapmış olmak.
4. Yönetmelikte öngörülen görevde yükselme yazılı ve sözlü sınavlarında başarılı olmaları şartıyla, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde Bakanlığımız merkez teşkilatında bulunan İnşaat ve Emlak Grup Başkanlığı ile Bilgi İşlem Grup Başkanlığının işlerini yürüten şube müdürü kadrolarına; Bakanlığın mimar, mühendis, branşı Bilişim Teknolojileri ve Elektrik −Elektronik Teknolojisi olan öğretmen kadrolarında en az beş yıl hizmeti bulunanlar arasından atama yapılır.

Yazılı sınava başvuru

1. Görevde yükselme yazılı sınavına, başvuru tarihinin son günü itibarıyla gerekli şartları taşıyanlar başvuruda bulunabilir.
2. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 68/B maddesine göre, lisans mezunlarının 10 hizmet yılını, iki yıllık veya üç yıllık yükseköğrenim mezunlarının 12 hizmet yılını tamamlayanlar başvuruda bulunabilir.
3. Aylıksız izinde bulunanlar dâhil olmak üzere, ilgili mevzuatı uyarınca verilen izinleri kullanmakta olanlar da başvuruda bulunabilir.
4. Diğer kurumların personeli, ilan edilen kadrolara sınavsız atanma hakkına sahip olanlar ile aday memur statüsünde bulunanlar yazılı sınava başvuruda bulunamazlar.


Başvurunun Geçersiz Sayılacağı Durumlar
 
a) Gerekli şartları taşımadığı halde başvuruda bulunan,

b) Elektronik Başvuru Formu dışında bir belgeyle yapılan,

başvurular işleme alınmayacak, geçersiz başvuruya dayanarak yapılan işlemler iptal edilecektir.

Yazılı Sınava Başvuru
 
1.1. Görevde yükselme yazılı sınavına başvuruda bulunacakların MEBBİS e-Personel Modulü’ndeki öğrenim durumu, hizmet durumu ve benzeri bilgilerinde eksiklik ya da yanlışlık olması durumunda, düzeltmeye esas belgeleri ile birlikte başvuruları üzerine ilgili birimce gerekli düzeltmeler MEBBİS ortamında yapılacaktır.

1.2. Görevde yükselme yazılı sınavına başvuruda bulunmak isteyen adaylar EK-1 TAKVİM’de belirtilen süreler içerisinde, http://mebbis.meb.gov.tr internet adresindeki elektronik başvuru formunu eksiksiz ve doğru olarak doldurmak suretiyle başvurularını yapacaklardır.

1.3. Onaylanan başvuruların çıktısı alınarak İl Millî Eğitim İnsan Kaynakları Yönetimi hizmetleri bölümünde muhafaza edilecektir.

1.4. Başvuruda bulunanlar, başvurularının onaylanıp onaylanmadığını başvuru yaptıkları http://mebbis.meb.gov.tr internet adresinden başvuru süresi içerisinde takip edeceklerdir.

1.5. Aday, Elektronik Başvuru Formu ile yapmış olduğu başvurusunda, duyuruda belirtilen bütün şartları taşıdığını kabul etmiş sayılır ve bu konularda yapılan eksiklik ve yanlışlıklardan doğacak sonuçlardan aday sorumlu olacaktır.

1.6. Yazılı sınava katılacak adayların Bakanlıkça ilanından sonra, yazılı sınava ilişkin iş ve işlemler (Sınav ücreti yatırma, hangi bina ve salonda sınava gireceklerini, sınav tarihini ve saatini gösteren Sınava Giriş Belgesi vb.) için ÖSYM tarafından yapılacak duyurular takip edilecektir.

Sınavda, Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesi hükmüne göre, konu başlıkları ile ağırlıkları aşağıda belirtilmiştir. Adaylara toplam 60 adet (5) şıklı çoktan seçmeli sorulardan oluşan bir test uygulanacaktır.

SIRA NO KONU ADI SORU SAYILARI
1 Türkçe dil bilgisi 5
2 Yönetimde insan ilişkileri ve iletişim 2
3 Yönetim, liderlik ve organizasyon 3
4 İnsan hakları ve demokrasi 1
5 Yönetimde etik 1
6 Türk idare sistemi 2
7 Protokol kuralları 1
8 Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2
9 Genel kültür 5
10 T.C. Anayasası 5
11 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 4
12 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, 3
13 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 3
14 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK 5
15 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun 2
16 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 3
17 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu 2
18 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu 2
19 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu 1
20 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu 1
21 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu 3
22 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu 2
23 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile bunlara bağlı mevzuat 2
TOPLAM 60


SINAVDA ADAYLARIN UYMASI GEREKEN BAŞVURU VE SINAVLARA İLİŞKİN KURALLAR

a) MEB tarafından TC Kimlik Numaraları ÖSYM’ye bildirilen adaylar, sınav ücretini yatırarak, başvurularını yapacaklardır. Sınav ücretini belirtilen banka, merkez ve şubelerine yatırmayan, kendi kusuru ile olmasa dahi hatalı veya eksik yatırılan adayların başvuruları ve/veya sınavları geçersiz sayılacak, bu konuda MEB veya ÖSYM’nin bir sorumluluğu olmayacaktır. Sınava başvurular, 13-19 Kasım 2013 tarihleri arasında elektronik ortamda ÖSYM Başvuru Merkezleri (Tüm il/ilçe ÖSYM Sınav Koordinatörlükleri) aracılığıyla alınacaktır. ÖSYM Sınav Koordinatörlüklerinin adresi ÖSYM’nin İnternet sayfasında yer almaktadır.
 
b) Sınav ücretini yatıran adaylar, ÖSYM’nin İnternet adresinden edinecekleri Aday Başvuru Formunu doldurmuş olarak ÖSYM Başvuru Merkezlerine şahsen başvuracaklardır. Adayların başvurularını yaparken, doldurulmuş Aday Başvuru Formu ile birlikte nüfus cüzdanı veya / süresi geçerli pasaportlarını yanlarında bulundurmaları zorunludur. Başvuru merkezi görevlisi tarafından adayın Aday Başvuru Formundaki bilgileri ile birlikte web kamerayla alınacak fotoğrafı da elektronik ortama aktarılacaktır. Fotoğraf, adayın fiziksel olarak tanınmasını sağlayacak nitelikte olmalıdır. Başvuru merkezi görevlisi adayın bilgilerini ve fotoğrafını elektronik ortama aktardıktan sonra yazıcıdan alacağı Aday Başvuru Kayıt Bilgileri formunu kontrol etmesi için adaya verecektir. Bu aşamadan sonra kişisel bilgilerin doğruluğundan aday sorumlu olacaktır. Aday belgeyi kontrol edecek ve bilgiler doğru ise imzalayıp görevliye onaylaması için geri verecektir. Adaylar başvuru merkezine Başvuru Hizmeti Ücreti olarak 3,00 TL ödeyeceklerdir. Adaylar, sınava başvuru işlemini tamamladıktan sonra, başvuru bilgilerini ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr İnternet adresinden kontrol etmelidirler.

c) Başvurusunu yapmayan, başvuru koşullarını taşımayan, başvurusu geçersiz sayılan, sınava girmeyen veya giremeyen, sınava alınmayan veya sınavdan çıkarılan, sınavda başarı sağlayamayan veya sınavı geçersiz sayılan, ücret gerektirmeyen bir işlem için ücret yatıran, aynı işlem için birden fazla ödeme yapan adayların ödedikleri ücretler geri verilmez.

d) Adayların Aday Başvuru Formuna yazdıkları bilgilerin sorumluluğu kendilerine aittir. Aday Başvuru Formuna yazılan bilgilerdeki eksik ve yanlışlar yüzünden doğacak sonuçlardan aday sorumlu olacaktır. Bir adayın beyanının gerçeğe uymadığı tespit edildiği takdirde bu aday, aradan geçen süreye bakılmaksızın bu sınavdan elde ettiği tüm haklarını kaybedecektir.

e) Adaylar sınava, 19 Aralık 2013 günü saat 14.00’ten itibaren ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr İnternet adresinden T.C. Kimlik Numarası ve aday şifresi girerek edinecekleri Sınava Giriş Belgesi ile birlikte nüfus cüzdanı veya / süresi geçerli pasaportu ile kabul edilecektir. Nüfus cüzdanı veya pasaport dışında, zorunlu askerlik görevini ifa eden er/erbaşlar ile askerî öğrenciler için askerî kimlik belgesi (Bu özel durum, muvazzaf askerler için geçerli değildir.), Türk vatandaşlığından izin ile ayrılanlar ve bunların kanuni mirasçılarına ait Pembe/Mavi Kartlar kabul edilecektir. Bunların dışındaki, sürücü belgesi, meslek kimlik kartları vb. diğer tüm belgeler sınava giriş için geçerli belgeler olarak kabul edilmeyecektir. Nüfus cüzdanında soğuk damga basılı olmalı, adayın güncel bir fotoğrafı ve T.C. Kimlik Numarası bulunmalı, pasaportun süresi geçerli olmalıdır. Üzerinde soğuk damga, güncel bir fotoğraf veya T.C. Kimlik Numarası bulunmayan nüfus cüzdanları ile geçerlilik süresi bitmiş pasaportlar kabul edilmeyecektir. Bir aday bu belgeleri yanında olmadığı hâlde Sınav Merkezi Koordinatörlerinin, ÖSYM Temsilcilerinin, bina veya salon görevlilerinin kararıyla herhangi bir salonda sınava alınmış olsa bile, bu adayın sınavı ÖSYM Yönetim Kurulunca geçersiz sayılacaktır.

f) ÖSYM Aday İşlemleri Sistemine erişim için şifresini unutan adaylar, başvuru merkezlerine nüfus cüzdanı veya süresi geçerli pasaportları ile şahsen başvurarak 2,00 TL ücreti karşılığında yeni şifrelerini edinebileceklerdir. Şifrenin edinilmesi ile ilgili ayrıntılı bilgi ÖSYM’nin İnternet sayfasında bulunmaktadır.


g) Sınav için gerekli olan iki adet kurşunkalem, silgi, kalemtıraş, peçete ve şeker her bir aday için ÖSYM tarafından temin edilecektir. Tüm adaylar ÖSYM’nin İnternet sayfasında yayımlanan “Sınav Uygulamalarına İlişkin Güvenlik Tedbirleri” duyurusu ile bu tedbirlere yönelik çıkarılan Adayların ve Sınav Görevlilerinin Sınav Binalarına Giriş Koşullarına İlişkin Yönetmelik hükümlerine uymak zorundadır. Sınav bina/salonları ÖSYM tarafından kurulacak güvenlik kameraları ile izlenebilecektir.



SINAV SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

a) Adaylar testteki soruların cevaplarını optik okumaya elverişli cevap kâğıtlarına işaretleyecekler, cevap kâğıtları ÖSYM’de optik okuyucu ile okunacak ve bilgisayar ortamında değerlendirilecektir.

b) Değerlendirme sırasında yalnız doğru cevaplar dikkate alınacak, yanlış cevaplar dikkate alınmayacaktır. Testteki sorulardan herhangi biri, biçimsel veya bilimsel bir nedenle ÖSYM tarafından “geçersiz” sayıldığı takdirde bu soru, ilgili testte en az bir işareti bulunan tüm adaylar için doğru cevaplanmış kabul edilecektir.

c) Değerlendirme 100 puan üzerinden yapılacaktır. 100 üzerinden 70 puan alanlar başarılı sayılacaktır.

SINAV SONUÇLARININ DUYURULMASI

Sınav sonuçları ÖSYM’nin internet sayfasından duyurulacak, adayların adresine ayrıca sınav sonuç belgesi gönderilmeyecektir. Adaylar sınav sonuçlarını, ÖSYM’nin https://sonuc.osym.gov.tr internet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve aday şifreleri ile öğrenebileceklerdir. Sonuç bilgisinde doğru/yanlış cevap sayıları ve adayın aldığı puan belirtilecektir. İnternet sayfasında ilân edilen sonuç bilgileri adaylara tebliğ hükmündedir.

SINAV ÜCRETİ VE TAHSİLİ

Sınava girecek adaylar 13 – 19 Kasım 2013 tarihleri arasında, Akbank, Denizbank, T. Halk Bankası, T. Vakıflar Bankası, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Türk Ekonomi Bankası, T.C. Ziraat Bankasının tüm şubeleri ve İnternet bankacılığı aracılığıyla ve PTT İş Yerlerinden sınav ücreti olarak ÖSYM adına 95,00 TL yatıracaklardır. Sınav ücreti ÖSYM’nin internet sayfasında yer alan “ÖDEMELER” alanından kredi kartı/banka kartı ile de yatırılabilecektir. Adaylar ÖSYM’ye başvurularını yapmadan önce sınav ücretini yatırmış olmalıdır.

SINAV SONUÇLARINA İTİRAZ VE İNCELEME TALEPLERİ

a) Sınav sonucunun incelenmesini isteyen adaylar, sonuçların ÖSYM tarafından elektronik ortamda açıklanmasından itibaren en geç 5 gün içinde, 5,00 TL yatırdıklarını gösteren dekont ile birlikte; sınav sorularının bilimsel açıdan doğru olup olmadığının incelenmesini talep eden itirazlarda ise sınav tarihinden itibaren 3 iş günü içerisinde her bir dilekçeye özgü ve her bir soru başına 20,00 TL yatırdıklarını gösteren dekont ile birlikte ÖSYM’nin internet sayfasında yer alan “Adaylar Tarafından Dilekçe Gönderilmesi” konulu duyuru doğrultusunda Genel Amaçlı Dilekçe örneği kullanarak ÖSYM’ye başvurmalıdırlar. Adayların inceleme masraflarını, ÖSYM’nin T.C. Ziraat Bankası Ankara Güvenevler Şubesi 6028011-5013 numaralı hesabına (IBAN NO: TR 070001000830060280115013) yatırmalıdırlar. Dilekçe ÖSYM Sınav Hizmetleri Daire Başkanlığı 06538 Bilkent/Ankara adresine ulaştırılmalıdır. ÖSYM süresi içinde yapılan itirazları inceleyecek, sonuçlarını adaylara ve gerektiğinde ilgili kuruma 10 gün içerisinde posta ile bildirecektir. Süresi geçtikten sonra yapılan itirazlar ile üzerinde adayın T.C. Kimlik Numarası, adresi, evrak referans numarası vb. bilgiler yazılı olmayan, imzalanmamış dilekçeler işleme alınmayacaktır. Süre hesabında ÖSYM Genel Evrak kaydına giriş tarihi esas alınacaktır. ÖSYM aday dilekçelerini ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr İnternet adresinden alabilecek ve/veya adayların vermiş olduğu dilekçeleri https://ais.osym.gov.tr İnternet adresinden cevaplayabilecektir.

b) ÖSYM’de bulunan her türlü sınav evrakının aslı veya sureti, yargı organlarının aksi kararları olmadıkça, aday dâhil hiçbir kişi ya da kuruma verilmez.
(EK-1)
GÖREVDE YÜKSELME YAZILI SINAV TAKVİMİ
Sınav Duyurusu 31 Ekim 2013
Yazılı sınav internet başvurusu ve onay süreci 1-8 Kasım 2013
Görevde yükselme yazılı sınavına katılacaklar listesinin ilanı 11 Kasım 2013
ÖSYM tarafından başvuruların alınması 13-19 Kasım 2013
Görevde yükselme yazılı sınavının yapılması 29 Aralık 2013
İLETİŞİM BİLGİLERİ:
Tlf : (312) 413 17 26 - 17 30 - 17 32 – 17 34
www.meb.gov.tr
http://ikgm.meb.gov.tr
İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü, Bakanlıklar, 06648, Çankaya/ANKARA
ÖSYM’nin internet sayfası:
http://www.osym.gov.tr
Kaynak : http://www.meb.gov.tr/sinavlar/dokumanlar/2013/duyuru/Tasra_subemudurlugu_gorevdeyukselme.pdf

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı